Endüstri devrimi sonrasında insanlığın da geçirdiği dönüşüm sonucunda; kentsel gelişmenin planlı olarak sağlanması, modernizmin bir gerekliliği olarak görülmüştür. 20.yüzyılın başında kent planlamanın ayrı bir disiplin olarak ortaya çıkmasıyla beraber; şehir plancılarının planlama yaklaşımlarında estetik boyut, zorunlu bir hal almıştır. Örneğin İstanbul’un planlamasını 1936-1951 yılları arasında gerçekleştiren Henri Prost ve Ankara’yı planlayan Hermann Jansen kent estetiğine aynı ölçüde önem vermektedir. 1948’de Le Corbusier’in İzmir Nazım Planı’nda da Etik ve Estetik başlıkları bir arada incelenmiştir.
2. Dünya Savaşı sonrasında; planlamanın bilimsel kuramlarının, matematiksel modeller ve sosyal araştırmalar üzerine temellendirilmesi ile estetik boyut, planlamadan uzaklaşmıştır. Estetik boyutun planlama kuramları ve uygulamalarından ayrılması sonucunda etik ve estetik ilkeleri de birbirinden ayrılmıştır. Estetik boyut kent planlamasının dışında yer almaya başlarken, bu süreç içerisinde kentsel tasarım yeni bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıkmıştır.
Günümüzde kentsel tasarım etkinliklerinde kentlerin estetik niteliğinin yaratılması, önemli bir konu olarak ele alınmaktadır. Kentsel estetiğin bilimsel olarak kesin hat ve sınırları bulunmamakta olup, bu konu entelektüel anlamda tartışmalara konu edilmektedir. Diğer ülkelerde kent estetiği konusuna ilişkin ortak tanımlamalar ve bilimsel komitelerin oluşturulmasına karşın; ülkemizde bu alanda uzmanlaşma önemsenmemekte ve yeterince anlaşılmamaktadır.
Söz konusu mekan biçimlendirmesi ve kimliklendirme konularında büyük bir görev üstlenen kentsel tasarım etkinliklerinin ülkemizde ortak bir anlayış ve uzmanlaşma çerçevesinde toparlanamamış olması, kentsel estetiğe ilişkin olarak da ortak tanımlama ve ortak anlayışların yetersiz kalmasını beraberinde getirmektedir. Bu aşamada kentsel tasarım rehberleri; tasarım konusunda uzmanlaşmayı artırmak ve planlama-tasarım süreçlerinin bütünleşmesi gerekliliği doğrultusunda kentlerde estetik niteliğin yaratımı ve korunumuna ilişkin potansiyel teşkil etmektedir. Bu rehberlerin yasal bir geçerliliğe sahip olması için, kent estetiği komisyonlarının üstlendiği görevler ve hazırladığı yönetmelikler önemli yer tutmaktadır.
Dolayısıyla kent estetiği komisyonlarının varlığı, bu komisyonların idari yapısının yeniden düzenlenmesi, komisyonların planlama çalışmalarında sahip olduğu söz hakkı, yerel yönetimlere kent estetiği olgusunda ortak bir anlayışın aşılanması, mevcut yasal mevzuatların yeniden düzenlenmesi, kent estetiğine ilişkin detayların aktarıldığı yeni yönetmelikler hazırlanması, kentlerin “kent” tanımına sahip olabilmeleri için ihtiyaç duyduğu estetik nitelik ve çekiciliğin yaratılması açısından birer zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
KAYNAKÇA:
- Bilsel, C. (2010). Kent Tasarımı ve Çevre Estetiği, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Dergisi:23, Ankara
- Çubuk, M. (2001). Kent Estetiğinin Kentsel Tasarım Yaklaşımında Anlam Sorunu ve Estetik Kurulları Üzerine…,MSGSÜ Mimarlık Fakültesi, İstanbul
- Yerliyurt,B. (2002). Kent Kimliği, Kent Estetiği ve Turizm Olgusu Paralelinde Değişen Alanya’nın Kentsel Estetik Sorunları Üzerinde İrdelemeler ve Örnek Alan Olarak Seçilen Atatürk Caddesi İle İlgili Öneriler, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.