Kentsel Dönüşümde Yeşil Binalar Konsepti

5 Eylül 2024

Kentsel dönüşümde sadece fiziki yapının iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve yenileme düşünülmemelidir. Kentsel dönüşümün çok boyutlu ele alınması gerekmektedir (Erdede ve ark., 2014).

Kentsel dönüşüm, şehirlerin fiziksel, sosyal ve ekonomik yapılarında köklü değişiklikler getiren kapsamlı bir süreçtir. Şehirlerin büyümesi ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda, bu dönüşüm projeleri, sadece eski yapıları yenilemekle kalmayıp, aynı zamanda şehirlerin gelecekteki yaşanabilirliğini de şekillendirir. Kentsel dönüşüm stratejileri, bu süreçlerin planlanmasında ve uygulanmasında kritik bir rol oynar. Bu stratejiler arasında sosyal konut projeleri, altyapı iyileştirmeleri, toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi ve çevresel sürdürülebilirlik hedefleri yer alır.

Günümüzde, kentsel dönüşüm projelerinin başarılı olması için çevresel sürdürülebilirlik konusuna özel bir önem verilmektedir. Bu bağlamda, yeşil bina konsepti, kentsel dönüşüm stratejilerinin merkezine oturur. Yeşil bina konsepti, enerji verimliliği, su tasarrufu, malzeme seçiminde çevre dostu yaklaşımlar ve iç mekan hava kalitesinin artırılması gibi unsurları içerir. Bu yaklaşım, hem çevresel etkileri azaltmayı hem de yaşam kalitesini artırmayı hedefler.

Yeşil Bina Konsepti Nedir?

Yeşil bina konsepti, çevresel etkileri minimumda tutmayı ve enerji ile kaynak verimliliğini artırmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu konsept, binaların tasarımından, inşasına ve işletilmesine kadar her aşamada çevresel sürdürülebilirliği gözetir. Yeşil binalar, enerji tasarrufu, su verimliliği, iç mekan hava kalitesinin iyileştirilmesi ve malzeme seçiminde çevre dostu yaklaşımlar gibi unsurları içerir. İstanbul’daki kentsel dönüşüm projelerinde yeşil bina konseptinin uygulanması, hem çevresel hem de toplumsal faydalar sağlamakta önemli bir rol oynamaktadır.

Bir yerin dönüştürülmesi için geliştirilecek projeler içlerinde fiziki, ekonomik, sosyal ve çevreyle ilgili boyutların birlikte aynı anda ele alındığı takdirde başarıya ulaşabilmektedir. Bunun için kentsel dönüşümün sosyal, ekonomik, çevresel ve mekânsal gelişmenin bir bütün olarak ele alınması esasına dayanması gerektiği söylenmektedir (TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, 2017).

1. Enerji Verimliliği ve Karbon Ayak İzi

Yeşil binaların tasarlanması ve işletilmesi ile binalarda enerji kullanımının %24-50 oranında, CO2 emisyonlarının %33-39 oranında, su tüketiminin %30-50 oranında, katı atık miktarının %70 oranında, bakım maliyetlerinin de %13 oranında azalması potansiyeli bulunmaktadır.

İstanbul’daki kentsel dönüşüm projelerinde, enerji verimliliği ön planda tutulmaktadır. Yeni binalarda, yüksek performanslı ısı yalıtım malzemeleri, enerji verimli aydınlatma sistemleri ve güneş panelleri gibi uygulamalar yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu önlemler, binaların enerji tüketimini azaltarak şehirdeki karbon ayak izini küçültmektedir. Yeşil bina konsepti, bu uygulamaları teşvik ederek, İstanbul’un iklim hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmaktadır.

2. Su Verimliliği ve Atık Yönetimi

Yeşil binalarda, su tasarrufu sağlayan sistemler ve etkili atık yönetimi çözümleri de önemlidir. İstanbul’da bazı kentsel dönüşüm projelerinde gri su geri dönüşüm sistemleri ve yağmur suyu toplama üniteleri gibi uygulamalar görülmektedir. Bu sistemler, su tüketimini azaltarak çevresel etkileri minimumda tutar ve atık yönetimini iyileştirir.

3. Sağlıklı Yaşam Alanları

Yeşil binalar, iç mekan hava kalitesini artırarak sağlıklı yaşam alanları sağlar. İstanbul’daki projelerde, düşük VOC (uçucu organik bileşenler) içeren malzemeler ve etkili havalandırma sistemleri kullanılmaktadır. Bu uygulamalar, iç mekanlarda hava kalitesini artırarak, kullanıcıların sağlığını ve yaşam kalitesini iyileştirmeyi hedefler.

LEED Sertifikası ve Türkiye’de Uygulamalar

LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), yeşil binalar için uluslararası bir sertifikasyon sistemidir. LEED sertifikası, binaların çevresel performansını ve sürdürülebilirlik standartlarını değerlendiren bir sistemdir. Bu sistem, enerji ve su verimliliği, iç mekan çevresi, malzeme seçimleri ve yenilenebilir enerji kullanımını içeren kriterlere dayanmaktadır.

Şehir planlamacıların ekseriyeti sonunda yeşil binayı keşfetmiş bulunmaktadır. Ofis kiralayanlardan ev satın alanlara kadar git gide sürdürülebilir binaların temel standartlarına uyan binalara talep olmaktadır. Gittikçe şehirler, devletler ve ulusal hükümetler temel yeşil standartları talep etmektedir. Gayrimenkul piyasaları bu gün yeşil binaları talep etmekte, yüksek satış fiyatları ile satılarak yüksek gelir elde etme olanağının değerlendirilmesi isteği bu binaları yapılmaya değer kılmaktadır (Türker, 2010). Türkiye’de de yeşil bina yapımına yönelim başlamış, yeşil binaların yapımı ile örnekler çoğalmaktadır.

Kaynak: Özaydın, E., & Baz, İ. (2021). YEŞİL BİNA KONSEPTİNİN KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARINDA ELE ALINMASI. İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji Ve Uygulamalı Bilimler Dergisi, 3(2), 204-216.

Posted in BLOG
Write a comment