“Türk’e ev, bark olan her yer; sağlığın, temizliğin, modern kültürün örneği olacaktır.” Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu veciz sözü, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan “Yerel Yönetimler İçin Kentsel Tasarım Rehberi”nin ön sözünde yer almaktadır.
Söz konusu girişten hareketle, bu yazımda kentsel tasarım konusuna değinmek istedim. Çünkü Bakanlığın hayata geçirdiği kentsel tasarım rehberi, sadece belediyeleri değil, tüm kentlileri yakından ilgilendirmektedir.
Kentler, insanların kendilerine yarattığı yaşam alanları olup; zamanla ihtiyaçlarına, kültürlerine, sosyal yapılarına göre dönüştürdükleri ilk yapay eserlerdir. Dolayısıyla kentler, o şehir sakinlerinin yaşantılarını, sosyal durumlarını, kültürel yapılarını ve ayrıca psikolojilerini etkileyen önemli bir unsurdur.
Ancak kentlerin kent olabilmeleri için belirli standartlara ya da estetik niteliklere sahip olmaları şarttır. Kentlerde yapıların yarattığı estetik duygular, cephe gibi biçimsel özellikleriyle estetik anlamda değerlendirilirken; yapı gruplarının bir araya gelerek oluşturduğu kentsel çevrelerde farklı biçimsel durumlar oluşabilir. Bu nedenle bir bütün olarak ele alınması gereken kentlerin inşasında “kentsel tasarım”ın esas alınması önem taşımaktadır.
Bahse konu durum sadece estetik kaygılar açısından değil; kentlerde işlevselliğin ön planda tutulması, güzel ve sağlıklı kent mekânlarının üretilmesi, insan yaşamının kolaylaştırılması ile kentsel hizmetlerin sunumunda adaletin sağlanması açısından da gereklidir. Bu açıdan yerel ya da merkezî yönetimlerin, kendine özgü bir kentsel tasarım anlayışını ortaya koymaları beklenir.
Kentlerde Estetik ve Planlama İlişkisi
Peki kentsel estetik, nasıl kent planlamasının konusu hâline gelmiştir?
Tarihsel süreç içinde yaşanan değişimler, insanların estetik anlayışına etki etmekte ve kentler de bu estetik değerlere paralel biçimde değişim göstermektedir. Bu sebeple belirli zamanlara ait politik, kültürel, ekonomik ve sosyolojik özellikler; o dönemin kent yapısına yansımaktadır. Mesela Antik Yunan kentlerinde heykeller ile agoralar, Osmanlı’da ise külliyeler ve medreseler; heybetleri, yapı malzemeleri, süslemeleri ile o dönemlerin politik, ekonomik ve kültürel yapılarından izler taşır.
İnsanlar ilk izlenimlerini, o kentin kamusal alanlarından edinmektedir. Bu sebeple karmaşık yollar/yapılar, insanların estetik anlayışını ve kent algısını olumsuz yönde etkileyebilecek unsurlardandır.
Kentsel estetik ve kent kimliği kavramları da birbirinden ayrı düşünülemez. O kentin simgesi olan ve tanıtımına katkı sağlayan unsurlar, yine kamuya açık alanlarda sergilenmektedir. Şehirlerde sanayileşme ile başlayan göç dalgası; kaçak yapılaşma, doğal yapının tahribatı, çevre kirliliği, yoğun trafik ve gelişigüzel yerleştirilen kent mobilyaları; o kentin kimliğine ve estetiğine zarar vermektedir.
20. yüzyılın başında şehir plancılarının planlama yaklaşımlarında estetik boyut, zorunlu bir hâl almıştır. Ancak 2. Dünya Savaşı sonrası planlamanın bilimsel kuramlarının, matematiksel modeller ve sosyal araştırmalar üzerine temellendirilmesi sonucu estetik boyut, kent planlamasının dışında yer almaya başlamıştır. Yine bu süreçte kentsel tasarım adıyla yeni bir uzmanlık alanı doğmuştur.
İşte kentsel tasarım rehberleri de ayrı bir disiplin olarak anılan planlama ve kentsel tasarımın bir araya gelmesine katkı sağlamaktadır. Bu rehberlerin amacı, kontrolsüz nüfus artışı sonucu söz konusu kentlerin; doğal ve kültürel zenginliklerinin risk altına girmesi sorununa çözüm getirecek şekilde yerel kimliği koruma koşuluyla gelişimlerini sağlamaktır.
Kentsel tasarım rehberleri, kentlerin gelişimine görsel anlamda yönlendirmeler yaparak şehirlerin estetik niteliğini korumak ve geliştirmek üzerine temellenmektedir. Ülkemizde son yıllarda kentsel estetik komisyonlarının kurulması, bu komisyonların üstlendiği görevler ve yürürlüğe soktuğu yönetmelikler sonucu; rehber çalışmaları hukuki bir boyut kazanmaktadır. (Yerliyurt, 2002)
Kentsel Estetik Komisyonlarının Görevi
2014 yılına kadar Türkiye’de aktif olarak çalışmayı sürdüren, büyükşehir belediyelerine bağlı 12 adet “kentsel estetik komisyonu/kurulu” bulunmaktadır. Bu komisyonların ortak amaçları, kısaca şöyle sıralanabilir:
- Şehrin estetiğine, tarihî ve doğal değerlerine uygun ilke kararları geliştirmek,
- Meydanlara, bulvarlara, caddelere, ana yollara ve sokaklara cephesi bulunan yapılara yaratıcı ve estetik çözümler sunarak örnek kent mekânları ve kentsel tasarım projeleri elde etmek,
- Kaliteli bir mimari ve fiziksel çevrenin oluşturulması için sunulan projeleri, uygulamaları, diğer başvuruları incelemek, görüş bildirmek ve karar vermek.
2015 yılına ait Kentsel Estetik Çalıştay notlarında, kent estetiğini koruyan ve kollayan bir yasal mevzuatın bulunmaması, kurumlar arası birliğin sağlanamaması ve 1/1000 ölçekli planların kentsel estetiği sağlamada yeterli olmaması gibi sorunlara işaret edilmiştir.
Bahsedilen sorunların çözümüne yönelik olarak 3194 sayılı İmar Kanunu ile ilgili yönetmeliklerin ve kent estetiği kurullarının idari yapısının yeniden düzenlenmesi, yerel yönetimlerin de kentsel estetik konusunda uygulama yapmaya teşvik edilmesi gerekmektedir.
Yeni Yönetmelikler, Birer Zorunluluktur
Dolayısıyla kentlerin ihtiyaç duyduğu estetiğin, niteliğin ve çekiciliğin yaratılmasında; kent estetiği komisyonlarının varlığı, bu komisyonların idari yapısının yeniden düzenlenmesi ve planlama çalışmalarında sahip oldukları söz hakkının iyileştirilmesi, kent estetiği olgusunda yerel yönetimlere ortak bir anlayışın aşılanması, mevcut yasal mevzuatların yeniden düzenlenmesi adına bu detayların yer aldığı yeni yönetmelikler birer zorunluluktur.
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yayımlayacağı yönetmelikler de bu açıdan gerekli ve önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan Kentsel Tasarım Rehberi kurgusunda, “Merkezî veya yerel yönetimler tarafından, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği kapsamında, bir yerleşmenin; mekânın imge, anlam ve kimlik kazanmasını, estetik ve sanat değerinin yükseltilmesini, yapıların bir uyum içerisinde ve bütünlük oluşturacak şekilde düzenlenmesini sağlamak amacıyla, mekânsal planlama sistematiği içerisinde uygulamaya yönelik kılavuz ve tavsiye niteliğinde kararları içerecek şekilde hazırlanır.” denmektedir.
Kentsel Estetik İçin Önemli Noktalar
Yönetmeliklerin uygulanmasını beklerken, son olarak kentsel estetik açısından dikkat edilmesi gereken birkaç önemli noktayı aktarmak yerinde olacak:
- Kentsel çevrelerde yapı ve yapı gruplarıyla açık yeşil alanlar, bahçeler ve yollar uyum içinde bir araya gelerek bütünü oluşturmalıdır.
- Kent mekânında; yol kaplamaları, şehir mobilyaları, aydınlatma elemanları, duraklar, panolar, telefon kulübeleri gibi karşımıza çıkan her türlü ögenin bir araya gelişinde, iyi bir çözümleme ve uyum sağlanmalıdır.
- Kent formları doğal çevre göz önünde bulundurularak yerleşim formuyla bağlantılı bir şekilde geliştirilmelidir. Bu formlar, sürdürülebilir ve ekolojik yaklaşımlar içermelidir.
- Kentlere, form ve biçimleriyle ilişkili olarak bir amaç ile karakter yüklenmelidir. Bakanlığın özellikle üzerinde durduğu nokta; yerel karakter ve kimliğin korunmasıdır.
- Tarihî ve kültürel süreklilik korunmalıdır.
- Mekânın kalitesi arttırılmalı, kolay algılanması sağlanmalıdır.
- İnsan odaklı yaklaşım benimsenmelidir. Orada yaşayan halkın sosyal dokusu dikkate alınarak müdahaleler yapılmalı ve kentlere, kentlilerin kimliğine uyan çözümlemeler/tasarımlar geliştirilmelidir. Ancak böylelikle orada yaşayan halk, kenti sahiplenerek koruyacaktır ve bu sayede sürdürülebilirliğe de katkı sağlanacaktır.